Hayatta en hakiki mürşit
olan ilime mutluluk hakkındaki fikrini sorduğumuzda, onun mutluluk kadranımızı
çoktan belirlemiş olduğunu görüyoruz. Araştırmalara göre kafatasına
yerleştirilen elektrotlarla beynin sol pre-frontal cortex’deki MR
görüntüleriyle tespit edilen aktivasyonlar anlık mutluluk durumumuzu
gösteriyor. Beynin sol pre-frontal bölgesi olumlu duygularla ilintili ve buradaki
beyinsel aktiviteler +0.3 ile -0.3 arasındaki değerlerle ifade ediliyor.* -0,31
değeri mutluluk, +0,31 değeri ise mutsuzluk eşiğinin aşıldığı anlamına geliyor.
Dalai Lama’nın Fransızca tercümanı olan Matthieu Richard’da ölçülen değer ise -0,45 ! Yani, bilimsel olarak dünyanın en
mutlu adamı ! Her ne kadar hayali bir Fellini kahramanı olsa da Steiner’da bu
rakam anlaşılan dibe vurmuş olmalı. ( Bakınız Mutluluk Haddini Aşar mı ? )
Mathieu Richard’ın
haddini fazlasıyla aşmış mutluluk düzeyi kanıtlara ihtiyac duymayan anda
varolmayı sağlayan bir ‘içsel mutluluk’tur. Mevlana’da, doğu bilgelerinde kendini
bulan bu tanımda, mutluluk bilim tarafından belirlenen haddini aşsa da kişiyi
özgürleştirir. Oysa Tocqueville’in tanımını yaptığı mutluluğu nesnelerde,
göstergelerde ve konforda arayan, ses ve biçim tarafından yoldan çıkarılmış
modern batı tüketim toplumlarında tıpkı Montaigne’in buyurduğu şekilde had aşılır
ve “mutluluk” bir anda azaba dönüşür.
Montaigne, batılı bakış
açısından yüzde yüz haklıdır : Sakın ola +0,31’i aşmayın, mutluluğunuz azap
olur ! Kafatasımızla 256 tane elektrotla yürüdüğünüzü düşünsenize.
Zen bilgesi buna sadece gülümser ve şöyle der: Arayınca onu bulamazsınız
!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder