Her şey tesadüf hiçbir şey tesadüf değil !
Varoluşun muhteşemliğini
duyumsayabiliyorum. Bugün burada, şu anda seninle konuşuyor olabilme olasılığını
düşündüğümde soluğum kesiliyor. Biyolojik olarak bağlı olduğumuz nesiller bu
hesabın sadece küçük bir kısmı ! Yaşarken yaptığımız tercihlerin de
olasılıklarını hesaba kattığımızda şu an seninle bunları konuşuyor olabilme
olasılığım sonsuzda bir. Bu çok düşük olasılığa rağmen şu an burada seninleyim.
İşte bu an’ı ve dolayısıyla her an’ı eşsiz kılanda bu…Bir noktadan sonra artık
sayılar devretmeye başlıyor. O zaman anlıyorsun ki ben an’dayım, an’ın o
eşsizliğinde varoluyorum. Bu düşünce "mış gibi" yapmaktan alıkoyuyor bizi, insanları
nesneye dönüştürmemizi engelliyor. Bir noktaya geldikten sonra açıklamalar,
tanımlamalar tıkanıyor. Açık bir gecede yıldızlara baktığında anlıyorsun bu
tıkanıklığı. Evet, düşünüyorum, şüphe duyuyorum, isyan ediyorum. Ama varoluşumu
hiçbir şekilde açıklayamıyorum ve ne yaparsam yapayım bir açıklama olmadığını
da biliyorum. Ama an’da kaldığımda farkına vardığım içimdeki o sevgi, işte o
gerçek biliyorum. Ve onun anlamı o tıkanıklığın içinde. Hayata tutunmamı bu
düşünce sağlıyor. Ben sozsuzda bir hiçim. Ne ironik değil mi, kendimi değersiz
hissederken sevgimi büyütebilmek. Evren bizi ne kadar umursamaz gözükse de bir
anlık varoluşumuzla sozsuzluğu taçlandırıyor ve yenilgimizi unutuyoruz.
Yaşadığımıza değiyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder