19 Temmuz 2013 Cuma
An'da "Sen"in Muhteşemliği...
Varoluşun muhteşemliğini duyumsayabiliyorum.
Bugün burada, şu "an"da seninle konuşuyor olabilme olasılığını düşündüğümde
soluğum kesiliyor. Biyolojik olarak bağlı olduğumuz nesiller bu hesabın sadece
küçük bir kısmı. Yaşarken yaptığımız tercihlerin de olasılıklarını hesaba
kattığımızda şu an seninle bunları konuşuyor olabilme olasılığım sonsuzda bir.
Bu çok düşük olasılığa rağmen şu an burada ve seninleyim. İşte bu an’ı ve
dolayısıyla her an’ı eşsiz kılanda bu. Bir noktadan sonra artık sayılar
devretmeye başlıyor. Dokuzun üstünde bir çizgi beliriyor. O zaman anlıyorsun ki
ben an’dayım, an’ın o eşsizliğinde var oluyorum. Bu düşünce "mış gibi yapmak"tan
alıkoyuyor bizi, insanları nesneye dönüştürmemizi engelliyor. Bir noktaya
geldikten sonra açıklamalar, tanımlamalar tıkanıyor. Açık bir gecede yıldızlara
baktığında anlıyorsun bu tıkanıklığı. Evet, düşünüyorum, şüphe duyuyorum, isyan
ediyorum. Ama varoluşumu hiçbir şekilde açıklayamıyorum ve ne yaparsam yapayım bir
açıklama olmadığını da biliyorum. Ama an’da kaldığımda farkına vardığım
içimdeki o sevgi, işte tek gerçek o biliyorum. Ve onun anlamı o tıkanıklığın
içinde. Hayata tutunmamı bu düşünce sağlıyor. Ben sozsuzda bir hiçim. Ne ironik
değil mi, kendimi değersiz hissederken sevgimi büyütebilmek. Evren bizi ne
kadar umursamaz gözükse de bir anlık varoluşumuzla sozsuzluğu taçlandırıyor ve
yenilgimizi unutuyoruz. Yaşadığımıza değiyor !
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder