Disney ve genel olarak Hollywood bir
erkekler dünyasıdır. Özellikle Disney’in dünyasında kadınların yeri tıpkı kadın
kavramı gibi dardır, anne neredeyse yoktur. Dar bir alana sıkışmış, hareket ve
seçme kabiliyeti olmayan kadın (Lippi-Green, 1997), ister “mütevazi bir hizmetçi olsun, isterse
peşinde koşulan bir güzellik kraliçesi, rolünü mükemmel oynar ve her iki
durumda da erkeğin hükmü altındadır. Sahip olduğu tek güç işveli hareketleri
içinde geleneksel ayartıcılığıdır. Pasif, evcil doğasını aşmasına fırsat
verecek hiç bir rol tanınmaz ona” (Dorfman ve Mattelart, 1971: 55)
Disney’in klasik masallarla temsil
ettiği geleneksel canlandırma filmler başat ideolojiyle organik bağlara
sahiptir ve bu nedenle özellikle savaş dönemlerinde devletin doğrudan maddi
desteğini alabilmiştir. Ataerkil toplumların kadınlara yüklediği misyon,
stereotiplerle gerçek bir kimlik haline dönüştürülür, böylelikle binlerce yılın
ataerkil yapısı sağlamlaştırılır. Pamuk Prenses, Cinderella, Uyuyan Güzel,
Kurbağa ve Prens, Güzel ve Çirkin hepsi kadına benzer anlamlar yükler:
Güzellik, sabır ve netamet. Kadından beklenen bu edilgenlik, toplumun “tam da
olması gerektiği gibi” bağımlı kadın ideolojisinin kabulünü doğrular.
Kaçırılan, hapsedilen, tecavüze uğrayan hep kadındır. Güzelliğinin ve zekasının
farkında olan kadınsa cadı ya da “femme fatale” üvey anne gibi kötülük
simgeleriyle özdeşleştirilir. Erkek egemen dünya görüşünün korkuları,
masallarda yankı bulur ve masallar bilinçaltının bu karanlık dehlizlerini
analiz etmek için sayısız olanak sunar. Klasik masallardaki kadın imajının
erkekler üzerindeki etkisi ise belki de bu masallarla büyüyen kızlar kadar
yıkıcıdır. Masallarda çizilen stereotipleri gerçek hayatta arayan erkek,
karşısında masalların edilgenliğinden ari bir kadınla karşılaştığında, kendini
doğru yerde konumlayamaz, rolleri paylaşamaz. Liberal ekonomilerin kadınları
ucuz işgücü olarak keşfetmesiyle birlikte göreli ekonomik özgürlüğüne kavuşan
ve şehirde yaşayan kadının bağımsız kişiliği, hala ataerkil bilinçaltına sahip
erkeği huzursuz etmesi ayrı araştırma konusudur.
Shrek, Disney’in klasik masallarını ters yüz
etmek için elinden geleni ardına koymaz. Disney’in kültleri olan Pamuk Prenses
ve Cinderella’nın karşısına, aslında bir dev olan Prenses Fiona’yı çıkararak
güzellik kavramını sorgulatır. Ancak filmde hem Shrek hem de Fiona, Lord
Farquad’ın boyuyla alay ederek aslında Disney’in bizlere dayattığı güzellik
anlayışına uygun davranır ve güzellik eleştirisinin yüzeysel olduğunu düşündürür.
Başka bir sahne de ise Shrek, Dulac’ın -bir ortaçağ kalesinden ziyade bir
fabrikayı andıran, kalesinin yüksekliği ile Lord Farquad’ın cinsel organının
büyüklüğü arasındaki ters orantıyı açıkça ima ederek yetişkinlere gizli bir mesaj
gönderir. Yeşil devler, adeta gizliden gizliye kendi güzellik anlayışlarını olumlayarak
kendi stereotiplerini yaratırlar.
Lippi-Green,
Rosina (1997). Teaching Children How to Discriminate: What We Learn From the
Big Bad Wolf. http://www.stanford.edu/~eckert/PDF/lippigreen1997.pdf.
12.05.2012.
Dorfman, Ariel
ve Mattelart, Armand (1971). Emperyalist Kültür Sanayi ve Walt Disney. Çev..Atilla
Aksoy. İstanbul:Gözlem
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder