Canimus surdis: Sağırlar için şarkı

16 Kasım 2013 Cumartesi

Muhafazakar, Prenses Pamuk Gibi Olsun İster

Disney ve genel olarak Hollywood bir erkekler dünyasıdır. Özellikle Disney’in dünyasında kadınların yeri tıpkı kadın kavramı gibi dardır, anne neredeyse yoktur. Dar bir alana sıkışmış, hareket ve seçme kabiliyeti olmayan kadın (Lippi-Green, 1997),  ister “mütevazi bir hizmetçi olsun, isterse peşinde koşulan bir güzellik kraliçesi, rolünü mükemmel oynar ve her iki durumda da erkeğin hükmü altındadır. Sahip olduğu tek güç işveli hareketleri içinde geleneksel ayartıcılığıdır. Pasif, evcil doğasını aşmasına fırsat verecek hiç bir rol tanınmaz ona” (Dorfman ve Mattelart, 1971: 55) 
Disney’in klasik masallarla temsil ettiği geleneksel canlandırma filmler başat ideolojiyle organik bağlara sahiptir ve bu nedenle özellikle savaş dönemlerinde devletin doğrudan maddi desteğini alabilmiştir. Ataerkil toplumların kadınlara yüklediği misyon, stereotiplerle gerçek bir kimlik haline dönüştürülür, böylelikle binlerce yılın ataerkil yapısı sağlamlaştırılır. Pamuk Prenses, Cinderella, Uyuyan Güzel, Kurbağa ve Prens, Güzel ve Çirkin hepsi kadına benzer anlamlar yükler: Güzellik, sabır ve netamet. Kadından beklenen bu edilgenlik, toplumun “tam da olması gerektiği gibi” bağımlı kadın ideolojisinin kabulünü doğrular. Kaçırılan, hapsedilen, tecavüze uğrayan hep kadındır. Güzelliğinin ve zekasının farkında olan kadınsa cadı ya da “femme fatale” üvey anne gibi kötülük simgeleriyle özdeşleştirilir. Erkek egemen dünya görüşünün korkuları, masallarda yankı bulur ve masallar bilinçaltının bu karanlık dehlizlerini analiz etmek için sayısız olanak sunar. Klasik masallardaki kadın imajının erkekler üzerindeki etkisi ise belki de bu masallarla büyüyen kızlar kadar yıkıcıdır. Masallarda çizilen stereotipleri gerçek hayatta arayan erkek, karşısında masalların edilgenliğinden ari bir kadınla karşılaştığında, kendini doğru yerde konumlayamaz, rolleri paylaşamaz. Liberal ekonomilerin kadınları ucuz işgücü olarak keşfetmesiyle birlikte göreli ekonomik özgürlüğüne kavuşan ve şehirde yaşayan kadının bağımsız kişiliği, hala ataerkil bilinçaltına sahip erkeği huzursuz etmesi ayrı araştırma konusudur.   

Shrek, Disney’in klasik masallarını ters yüz etmek için elinden geleni ardına koymaz. Disney’in kültleri olan Pamuk Prenses ve Cinderella’nın karşısına, aslında bir dev olan Prenses Fiona’yı çıkararak güzellik kavramını sorgulatır. Ancak filmde hem Shrek hem de Fiona, Lord Farquad’ın boyuyla alay ederek aslında Disney’in bizlere dayattığı güzellik anlayışına uygun davranır ve güzellik eleştirisinin yüzeysel olduğunu düşündürür. Başka bir sahne de ise Shrek, Dulac’ın -bir ortaçağ kalesinden ziyade bir fabrikayı andıran, kalesinin yüksekliği ile Lord Farquad’ın cinsel organının büyüklüğü arasındaki ters orantıyı açıkça ima ederek yetişkinlere gizli bir mesaj gönderir. Yeşil devler, adeta gizliden gizliye kendi güzellik anlayışlarını olumlayarak kendi stereotiplerini yaratırlar.


Lippi-Green, Rosina (1997). Teaching Children How to Discriminate: What We Learn From the Big Bad Wolf. http://www.stanford.edu/~eckert/PDF/lippigreen1997.pdf. 12.05.2012.


Dorfman, Ariel ve Mattelart, Armand (1971). Emperyalist Kültür Sanayi ve Walt Disney. Çev..Atilla Aksoy. İstanbul:Gözlem

Hiç yorum yok:

Bu Blogda Ara