Yalnizligin Tadi
Yasli kadin, taksinin arka koltugunda mikrofonu eline alir ve karakoeden bir sarki secer Taipei`nin sokaklarinda ilerlerken. Dogum günüdür.
Taipei`den Ankara`ya döndügümde yasadigim duygu tam bir saskinlikti. Taipei`nin modern binalari, gökdelenleri, güven veren havasi, kadinin sosyal yasamdaki görünürlügü...Ankara ne kadar da yavan gelmisti gözüme, renksiz. Insana AVM`den baska hicbir sey sunmayan, yozlasmis bir yönetimin elinde sanci ceken ve bir türlü gelismesini tamamlayamayan sivilceli bir ergendi sanki. Tayvan yol almisti, biz yaya kalirken.
"Little Big Woman" filminin ritmi yavas yavas "akis"a sokuyor sizi...Büyükanne "yalnizligin tadi" sarkisini keyifle söylerken ben yalnizligin tadini en son ne zaman cikardigimi soruyorum kendime. Hatirlayamiyorum.
"genclik hem aci hem de tatli
huzur veren sarkilar sözlere ihtiyac duymaz
Ic bir dikiste
hüzünden korkulmaz
uykusuz hüzünlü gecelerde
ne kadar bitirmek istersen
o kadar kacar tadi ickilerin
kalbin baska yerdeyse
neden benimle iciyorsun
beni bir ay anliyor
istemedigin bir rolü oynadigin film
güzel olur mu ?
mazi bulutlara benzer
kurtulamazsin "
Yaralarimizi iyilestirmek icin kendimizi öylesine zorluyoruz ki insanliktan cikiyoruz, halbuki biraksak, kanasa, daha bir insan olacagiz...Ama istemedigimiz bir rolü oynadigimiz icin kendi hayat öykümüz de güzel olmuyor iste...
Hüzünden korkmayarak ve ickiyi sadece kalbimizin birlikte attigi kisilerle icmek...Yasamak iste o zaman yasamak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder