MI5, CICERO ve Normandiya: İstihbarat savaşları
İstihbarat
servislerinin film endüstrileri ile yakından çalıştığına şüphe yok, zira sinema
hala en güçlü propaganda araçlarından biri. Bu aracı kullanmada da Amerikan ve
İngilizlerin çok başarılı olduğu su götürmez bir gerçek.
Özellikle 2017’de
çekilen, İngiliz ve Fransızların Almanya karşısında en utanç verici
yenilgilerinden biri olan Dunkirk filmlerinin bir zafer olarak servis edilmesi
kaydadeğer. Ya da müthiş bilim insanı Alan Turing’in Almanların şifreleme
sistemlerini çözerek onları nasıl alt ettiklerini anlatan filmi.
İngiliz
istihbarat servisi 2017 içinde gizli bir MI5 dosyasını kamuya açma kararı aldı. Bu dosya ikinci dünya savaşı esnasında Nazilere bilgi veren ya da verecek
potansiyeldeki kişilerin (İngiliz aşırı sağcıları, İngiliz vatandaşı kimi Almanlar
ya da Avrupa’dan kontrolsüz gelen mülteciler arasında sızan Gestapo ajanları vb.
gibi) istihbarat kontrolünde örgütlendirilerek kontrol altına alınmalarını ve manipüle
edilmelerini içeren “The Jack King Affair” gizli operasyon dosyasıydı. Bu operasyonu anlatan
belgeselde ise MI5’in nasıl “kahramanca” bu faaliyetleri yürüttüğü ve Nazi
Ordularını Avrupa’ya çıkarma yapılacak nokta konusunda nasıl yanılttıklarını
anlatılmakta. Bu dosyanın İngiliz istihbaratı tarafından neden şimdi
açıklandığı ise bilinmiyor. Yani zamanlama manidar. Çok yakında filminin
karşımıza geleceği de çok açık. Ama asıl dikkat edilmesi gereken “Cicero” olayını herkesten çok iyi
bilen İngilizlerin neden bunu görmezden geldikleridir. Bunun tek açıklaması beiki de hiçbir
istihbarat örgütünün fiyaskosunun bilinmesini istemediğidir. O yüzden üstü
örtülüyor olabilir. İngiliz istihbaratının karşı casusları yakalama konusunda en
büyük fiyaskosu olan “Cicero” olayı, aslında İngilizlerin nasıl uyutulduklarının
da en somut hikayelerinden biridir. Bu olayın Cicero takma adlı kahramanı (bu
adı ona Alman Dışişleri Bakanı Ribbentrop vermiştir) Kosova kökenli Türkiye
Vatandaşı Arnavut Elyas Bazna’dır. Ankara’da İngiliz Büyükelçisi’nin uşağı
olarak çalışan bu uyanık “Türk”, savaşın en kritik dönemlerinde Büyükelçilikten
çaldığı bilgileri Alman Büyükelçiliğinde casus olan Moyzisch aracılığıyla
Almanlara satmıştı. Moyzisch savaş sonrası bu olayları anlattığı bir kitap yazmıştır.
(Maalesef Türkçeye tercüme edilmemiş. İngilizce çok değerli bir baskısı da
bende) Üstelik Almanlar Cicero’ya ödemelerini Sachsenhausen’da Yahudi tutsaklara
ürettirilen sahte Sterlinlerle yapmıştı. (Bu arada Almanlar paraların basımında
kaliteli Türk pamuğu kullanmışlar). Almanların sahte para basmadaki amaçları İngiliz
ekonomisini çökertmekti. Ama anlaşılan o ki o paraları bu casus ödemelerinde de
kullanmışlar.
İngilizler
savaştan sonra Cicero olayını öğrendiklerinde şok oldular. Ama Cicero’yu asıl
önemli kılan müttefiklerin çıkartma yapacakları yerin bilgisini Almanlara vermesidir.
Ve burası Normandiya’dır ! Daha sonra Hitler Müttefiklerin Normandiya’ya
çıkartma yapacaklarını duyduğunda çocuklar gibi mutlu olmuştur (Bkz. Hitler
Kitabı, NTV Yayınları). Almanlar doğal olarak Batı Cephesindeki sınırlı
güçlerini buraya yığmışlar ve müttefik güçlere çok ağır kayıplar verdirmiştir.
Cicero’nun varlığından bi-haber olan MI5’ten başkası değildir. 20th Fox
Centuries savaş sonrası Cicero olayını James Mason’ın rol aldığı “5 Fingers” filmini
çeker. (Çarpıtmalar olsa da 1952’ye göre fena bir film olmadığını
söylemeliyim.)
Kimbilir belki
MIT de arşivlerini kısmen açar ve bizde Elyas Bazna’nın aynı zamanda Türkiye’ye
çalışan bir casus olup olmadığını anlarız. Kahraman yaratma konusunda İngiliz ve Amerikalıların eline kimsenin su dökemediği bir gerçek. Ve bu kahramanları yaratanların propaganda savaşını kazandığı da !
Kıssadan hisse: Önünüze "bilgi" diye konulan her lokmayı yutmayın.