Bilgiyi bağlantılar yaratır. Hem de zayıf olanları ! Bu
gerçeği 1973 yılında yayımlanan Granovetter’in sosyolojide gelmiş geçmiş en çok
atıf alan ünlü makalesi “Zayıf Bağların Gücü”nden beri biliyoruz. Zayıf
bağlar, her gün görüşmediğimiz arkadaşlar, üniversiteden tanıdıklar, ideolojik
olarak farklı düşündüğümüz insanlar vb.dir. Güçlü bağlarla bağlı olduğumuz
insanlardan ( ailemiz, çok yakın çevremiz) aldığımız enformasyonlar zamanla
kendini tekrar eder. Şayet “zayıf bağlar”a sahip değilsek bozuk plak gibi
kendimizi tekrar etmek zorunda kalırız. Bilgiye dönüştürülebilecek enformasyonları zayıf bağlar sağlar.
Zayıf bağların kopartılması
(farklı düşünen gazetecilerin kodese tıkılması, olmadı işlerinden attırılması,
eleştiren tüm muhaliflerin vatan haini ilan edilmesi, safların ne pahasına
olursa olsun sıklaştırılması vs.) aslında kendi ayağımıza sıkmakla eşdeğerdir.
Bilgiye/kanıta dayalı karar verebilmek için zayıf bağları sürekli geliştirmek
ve ilişkileri desteklemek bir tercih değil, yaşamsal bir zorunluluktur. Aksi
taktirde jöleli danışmanlardan gelecek enformasyon bilgi üretemeyecek denli
zayıf olduğundan, verilen kararlarla hatalar hataları doğuracaktır.
Zayıf bağların kopartılması ile bilgi şebekesi (ağı) günden
güne zayıflar. Zayıfladıkça da bilgi şebekesinin bir cehalet şebekesine (enformasyon ağı)
dönmesine yol açar. Öyle ki en zayıf şebeke olan ve birbirinden kopuk olan enformasyon
şebekesi dahi anlamsız verilere parçalanır.
Vatan haini işte bu şebekedir. Bilgelik yolunda
giderken bize çelme takarak anlamsız verilerle hatalı kararlar aldıran vatan haini
lobici şebeke!
Kaynak:
Granovetter, M.S. (1973). The strenght of weak ties. American
Journal of Sociology. 6. s.1360-1380.