Evet, koku yetimizi yitirdik kesinkes. Gogol’un kahramanı
Binbaşı Kovalev gibi bir anda yitirmesek de burunlarımızı, birer birer terk edildik. Milyonlarca “burun”, yağmalanmış şehirlerimizde topluca
gidiyorlar kendi ölümlerine, sahiplerini burunsuz ve kokusuz bırakarak. Ve bizler yalnızca kötü kokuları değil baş döndürücü, baştan çıkarıcı, o muhteşem kokuları da çekemiyoruz içimize. Böylece bir toplum azar azar kaybediyor koku yetisini: Zulümün, iyiye ve doğruya ihanetin,
ikiyüzlülüğün, kibirin ve husumetin ve son kertede güzellik ve estetiğin.
Burnu için tirad yazan Cyrano’nun tersine bizler, pis
kokular arasında "burun"suz belki de hiç olmadığımız kadar keyifli ve neşeliyiz. Cyrano’nun coşkuyla haykırdığı
gibi:
"fakat sizde nükteden eser yok zerre kadar,
neyleyim cenab-ı hakk ihsan buyurmamışlar !"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder